Pub Story tavsiyesi: Şimdi koltuklarınıza oturun, arkanıza yaslanın ve insanın içten bir ‘aah!’ çektiren o yıllara daha kolay ışınlanmanızı sağlayacak şu şarkıyı açın 🙂
1969… Yani bugünden tam 50 sene öncesi. Hiçbirimizin henüz dünyada bile olmadığı bu çok özel sene, bugün bile tüm dünyada ‘aşkın, müziğin ve özgürlüğün yılı’ olarak anılmaya devam ediyor. Tamam 1969 efsanesi diye bir şey var ama peki ya biz neden durup dururken 1969’dan bahsediyoruz? Çünkü 9 Şubat Cumartesi günü Kadıköy Sahne’de Kent FM ile birlikte gerçekleştireceğimiz Retro Party ‘nin teması işte tam da bu yıldan başlayıp taaa 90’lara kadar uzanıyor!
Madem bu aralar böyle bir kafadayız, o zaman hep birlikte ‘her şeyin’ başladığı yıl 1969’u efsaneleştiren 10 sebebe buyuralım:
Hayaldi gerçek oldu ve 1969 senesinin 20 Temmuz’unda ABD’li astronot Neil Armstrong ‘Ay’da yürüdüm şahitlerim var’ dedi ve başta Amerika olmak üzere (SSCB hariç 🙂 ) tüm dünyayı sokağa döktü.
Onca gıybete, Beatles üyelerinin negatif yaklaşımlarına ve hayranlarının sitemlerine rağmen John Lennon ve Yoko Ono 20 Mart 1969’da Rock of Gibraltar’da 3-5 kişilik bir nikahla evlendiler.
Günümüzdeki tüm büyük müzik festivallerinin atası kabul edilen Woodstock’ın ilki 15 Ağustos 1969’da gerçekleştirildi. 400 bin rock n roll severin bir mandırada (evet bildiğimiz mandıra!) buluşmasını sağlayan bu festivalin line up’ında ise Jimi Hendrix’ten Santana’ya; Jefferson Airplane’den The Who’ya kadar birçok efsane isim yer alıyordu.
O senenin 26 Eylül’ünde Beatles hayranlarını hem mutluluktan havalara uçuran hem de feci şekilde üzen bir gelişme yaşandı. Bu gelişmenin adı ise grubun birlikte yaptıkları 11. ve son albüm olan Abbey Road’un yayınlanmasıydı.
Hawaii’nin bakir bir bölgesinde bir arazi almak isteyen efsane aktris Elizabeth Taylor o dönemlerde bu iş için kardeşi Roger Taylor’ı yetkilendirdi. Ancak kardeş Taylor imar izni vb gibi konularda resmi kurumlarla çatışınca o araziyi kamuya yani hippi komünlerine açtı. Böylece 1969 yılının yazında yılların eskimeyen hippi efsanesi Taylor Camp kurulmuş oldu.
ABD hükümetinin Vietnam’daki işgali iyiden iyiye büyüttüğü günlerde başkent Washington D.C’de 250 bin kişinin katıldığı dönemin en büyük savaş protestosu mitingi gerçekleştirildi. İzleyenler bu mitingi, Forrest Gump filminde havuzun içinde Forrest’a doğru koşan Jenny sahnesinden de anımsayabilirler.
Dönemin ruhunu en iyi yansıtan ve sonraki yıllarda kült filmler kategorisinin demirbaşı olacak Easy Rider, Peter Fonda, Dennis Hopper ve Jack Nicholson gibi oyuncularıyla olduğu kadar Born To Be Wild soundtrackiyle de epey heyecan yarattı.
Woodstock’tan sadece 3 ay sonra 6 Aralık 1969’da Kaliforniya’daki Altamont Raceway Park’ta ücretsiz bir konser veren The Rolling Stones, bu icaatiyle özgürlüğü savunmak istemiş olsa da konserde çıkan izdiham ve şiddet olayları bu felsefeye epey bir ters düşmüştü.
O yıllarda çiçek çocukların yarattığı aşk, eğlence ve özgürlük rüzgarları sadece Amerika ya da Avrupa’da esmiyordu. Çünkü Ajda Pekkan 1969 yazında adeta patlayan ‘Yaşamak Ne Güzel Şey’ hiti ile aynen şöyle diyordu:
Elem acı ve keder
Bir günde hepsi geçer
Hayat dudaklarda mey
Yaşamak ne güzel şey
Özel hayatında yaşadığı iniş ve çıkışlar yüzünden ‘King of comebacks’ olarak anılan Elvis Presley 1969’da piyasaya sürüp sonra da turnesine çıktığı The Comeback albümü ile 69’ yazı boyunca nostaljik rüzgarlar estirmeyi başardı.