Bi’ Gecede Değişir Bütün İşler #16: “Ben yaptım oldu”ların insanı Kalben

Pub Story Blog’taki yazı dizilerimizde genelde Hollywood celebritylerinin hikayelerinden bahsediyoruz diye bu topraklardan da acayip hikayeler doğmuyor sanılmasın! Çünkü Türkiye’nin yakın popüler kültür tarihi de böyle tatlı tesadüfler ve hayat değiştiren gecelerle dolu. Tıpkı hayatımıza bir YouTube videosuyla girip yumuşacık sesiyle hepimizi mest eden Kalben’inki gibi…

Müzik iyi hoş da faturalar ne olacak?

Birkaç senedir bağımsız müzik denince akla gelen ilk isimlerden olan Kalben’in hikayesi Kalben Sağdıç adıyla 17 Ocak 1986’da İskenderun’da başlar. Bir memur çocuğu olarak –büyük ihtimalle atama sebebiyle- Akdeniz’in bu sıcak ve sevimli kasabasında doğan Kalben çocukluğunu kah İzmir’in Göztepe’sinde kah İngiltere’de geçirir. Çok küçük yaşlardan beri şarkı söylemeye merakı olan Kalben’in bu tutkusunu ilk annesi keşfeder ve ona 8 yaşındayken aklını başından alan bir klavye armağan eder. Sonrası ise kelimenin tam anlamıyla çorap söküğü gibi gelir… 14 yaşındayken ilk gitarını alan Kalben için artık müzik hayatının ayrılmaz bir parçasıdır.

Müzikle iç içe geçen lise döneminin ardından, Kalben için Ankara’daki özgür ve mutlu üniversite yılları başlar. Bilkent Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ve Uluslar arası İlişkiler okuyan ancak Ankara’da geçirdiği 5 yıl boyunca müzik yapmaya devam eden Kalben’in aklında daima yaratıcılığını ortaya koyabileceği bir işten para kazanmak vardır. Bu yüzden medya üzerine yüksek lisans yapan Kalben, yüksek lisansı bittikten sonra İstanbul’a taşınır ve bir reklam ajansında metin yazarı olarak çalışmaya başlar. Çok istemesine rağmen Ankara’da bir iş bulamayan genç yazar Kalben, bu dönemde İstanbul koşturmacasının rüzgarına kapılarak, kiraydı faturaydı derken müziği de birazcık boşlamak zorunda kalır. Ta ki Kadıköy’deki minnoş caz mekanı Cafe Mitanni’de program yapmaya başlayana kadar…

18 Ekim 2014

Ankara’da çeşitli mekanlarda ve festivallerde sahne alan; aynı dönemlerde hem MySpace’ten hem de YouTube’dan bol bol müzik paylaşan Kalben için Cafe Mitanni günleri ona adeta yeni bir pencere açar. Mitanni’deki program, iş güç ve yeni düzen kurma telaşları derken sahneden uzak kalmanın acısını çıkarmak için şahane bir fırsattır. Ancak Cafe Mitanni macerası çok uzun sürmeyecektir. Çünkü o dönem Universal Pictures’ta marka müdürü olarak çalışmaya Kalben yoğun tempoda çalışan bir beyaz yakalı olmaya terfi edince, işle müziği yan yana götürmek artık biraz daha zorlaşır.

Bugünlerde her fırsatta “Müziği bir meslek haline getirmek gibi bir niyetim hiçbir zaman olmadı” diyen Kalben için işleri bir gecede değiştiren şey ise 18 Ekim 2014 tarihli Sofar Sounds konseri olur. Müziklerini internetten duyuran; amatör, yarı-amatör ve profesyonel müzisyenlerin bir evde akustik konserler verdiği bu konsept etkinlikte söylediği “Sadece” şarkısı ile YouTube’u resmen yıkıp geçiren Kalben, belki de yakın tarihin en hızlı patlayan yıldızlarından biri haline geliverir.

Her yerde Kalben…

Sofar Sounds İstanbul kapsamında sahne alan ilk müzisyenlerden olan Kalben’in bu kadar sevilmesinin ardında sadece yüreğe dokunan şarkıları yoktur. Genç müzisyenin doğallığı; sadeliği ve insanın içini baymayan dengeli hüznü Türk müzik dinleyicisinin kalbini ciddi anlamda fetheder. Yani artık Kalben’in Sofar videolarını YouTube’da yorum yağmuruna tutan “Acil albüm yapmalısın” diyen ciddi bir kitle vardır!

Tabii müziğini insanlarla paylaşmaktan çok keyif alan Kalben için bu ısrarlar bir parti çağrısından farklı değildir ve çiçeği burnunda müzisyen 1 sene arayla Kalben ve Sonsuza Kadar isimli iki şahane albümü dinleyicilerine armağan eder! Şimdi soruyoruz: 4 senede onlarca konser; bir sürü yaratıcı klip ve tüm Türkiye’yi kalbinden vuran reklam jingle’larına imza atan Kalben’in hikayesi tam bir sihirli bir gecenin ardından gelen bir “Ben yaptım oldu!” mucizesi değil de nedir?

 

Türkçe