Bi’ Gecede Değişir Bütün İşler #13: Ne istediğini daha lisede çözen adam Adam Levine

O, her şarkısı dile dolanan Maroon 5’in seksi solisti… O, The Voice’in -bizdeki Murat Boz’a tekabül eden- kadrolu jürisi… O, Victoria’s Secret’ın en güzel meleklerinden Behati Prinsloo’nun biricik kocası… Tabii ki yetenek ve seksapel abidesi müzisyen Adam Levine’den bahsediyoruz. Geçtiğimiz haftalarda Super Bowl half – time show’undaki performansı ile yeniden gündeme gelen ve 15 seneyi aşkın süredir sahnelerde olan Levine’in hayatını değiştiren geceye biz de bir akalım mı? Ne dersiniz?

Liseli vardı ya ah o liseliiii…

Adam Levine, 1979 yılının 18 Mart’ında Los Angeles’ta dünyaya gelir. Hayatının ilk yıllarını kendisinden büyük iki erkek kardeşiyle mutlu mesut oyunlar oynayarak geçiren Adam, her dünya starının başına geldiği üzere henüz 7 yaşındayken ebeveynlerinin boşanması ile sarsılır. Bu travmayı uzun süre atlatamayan ve terapist yardımı almak zorunda kalan minnoş mu minnoş Adam’cık, babasının kendisine aldığı klavye ile avunmak durumunda kalır. Ancak tahmin edileceği üzere bu yeni hobi teşviki Adam’ı pek kesmez ve Adam Levine ergenlik çağına geldiğinde alkol ve uyuşturucularla tanışır. O yıllarda L.A’de bulunan Brentwood School’da okuyan ama okulla pek de alakası olmayan Adam Levine’in hayatını değiştiren ilk gece Mickey Madden, Ryan Dusick ve Jesse Carmichael ile (yani bildiğimiz Maroon 5 üyeleriyle) tanıştığı bir okul etkinliği olur.

Bu etkinlikte süper amatör bir rock grubu olarak sahne alan Mickey, Ryan ve Jesse üçlüsü başarısız solistlerinden ötürü o gece epey bir alay konusu olurlar. İşte tam da bu durumu fırsat bilen Adam Levine, zaten çoktan kanka olmuş bu üçlüye ‘Solistinizi kovun ve yerine beni alın’ teklifini yapmadan duramaz. Solistleri hali hazırda berbattan da öte olunca bu teklifin üstüne çok da düşünmeyen üçlü Adam’ı aralarına katar ve Kara’s Flowers grubu kurulmuş olur.

‘Az ünlü’ olmak

Anavatanı Los Angeles olan her amatör grubun hayali bir gün L.A’in kült mekanı Whiskey a Go Go’da çıkmaktır. Kadere bakın ki zamanında The Doors’un da ilk performansını gerçekleştirdiği ve halen o yıllardaki orijinalliğini koruyan Whiskey a Go Go, Adam Levine’in ilk grubu olan Kara’s Flowers’ın da ilk profesyonel sahne performansına ev sahipliği yapar. Bu geceden sonra West Hollywood bölgesinde hatırı sayılır bir dinleyici kitlesine sahip olan Kara’s Flowers, doğal olarak bölgedeki özel partilere ve etkinliklere de davet edilmeye başlar. İşte Malibu Beach’te gerçekleştirilen böyle bir partide yapımcı Tommy Allen’la tanışan grup Kara’s Flowers olarak 1997’de ilk albümünü yayınlar. Aynı sene Beverly Hills, 90210 dizisinde de bir bölüm oynayan grup üyeleri o yıllarda tam manasıyla bölgesel olarak popüler sayılan ‘az ünlüler’ kategorisindedir. İşte bu ‘az ünlülük’ ve lokal kahramanlık müessesesi Adam Levine’i kesmez ve genç solist grup arkadaşlarının da kanına girerek ‘Boğulacaksak büyük denizde boğulalım’ der ve tüm grubu New York’a sürükler.

Boğulacaksan okyanusta boğulacaksın!

New York’a güya üniversite okuyacağım diye giden 4’lümüzden asi olanı –yani Adam-  Five Towns College’daki öğrenimini yarıda bırakır ve kendini tamamen müziğe adamaya karar verir. Aynı anda grupça çalmadık kapı, aşındırmadık yapımcı yolu bırakmayan Kara’s Flowers, nihayetinde Adam Levine’in bir aile dostu olan Barbara Hill sayesinde albüm yapma yolundaki ilk adımını atar. Yapımcıların isteği ile grubun ismini Maroon 5 olarak değiştirilen ve bir parça imaj çalışmasına maruz kalan bu 4 genç adam, albüm sözleşmesini imzaladıklarında ilk albümleri Songs About Jane’in tüm şarkıları zaten çoktan hazırdır.

Albümleri 2002 yılında yayınlanan ve o günden sonra deyim yerindeyse patlayan Maroon 5’ın müzik yolculuğu ayrılmadan devam etse de, magazinden uzak kalan diğer grup üyelerinin aksine defalarca ‘Yaşayan En Seksi Erkek’ seçilen ve bireysel markasını parlattıkça parlatan Adam Levine’in gelecekte neler yapacağı tam anlamıyla merak konusu.

 

Türkçe