Bazı Tanışmalar Çok Özel 64: Mazeretim Yok MFÖ’yüm Ben

Müzik – magazin camiasını birazcık takip ediyorsanız yıllardır rock / metal gruplarındaki kavgalara ve boyband / girlband tadındaki topluluklarda çıkan “Ben sizden daha iyiyim artık solo kariyerime yoğunlaşıcam” atarlanmalarına aşinasınızdır. Bugünkü BTÇÖ’nün konusu MFÖ (nam-ı diğer EM – EF – Ö) ise tüm bu grup klişelerini tepe taklak edip, yarım asırdır dimdik ayakta durmaya devam ediyor. Peki ülkenin en sarsılmaz müzikal değerlerinden biri olan MFÖ nasıl oldu da bir araya gelmiş? Daha da önemlisi işler bunca zaman nasıl böyle sorunsuz yürüdü?

Tüm bu soruların “hikayeli” cevapları yazımızda:

Kadıköy ruhu forever!

Biri doğuştan, biri sonradan Kadıköylü iki genç… Mahalleden arkadaşları ile birbirinden habersiz Kalamış sahiline biraz takılmaya gelen bu iki genç adam, 1966 yılının ılık bir yaz akşamüstünde yolları hiç ayrılmamacasına buluşurlar. Anlattığımız bu hikaye tahmin edeceğiniz üzere o dönemler Kadıköy’de St. Joseph’te okuyan Fuat Güner ve Kadıköy Maarif Koleji öğrencisi Mazhar Alanson’un hikayesi…

Kalamış sahiline elinde güç bela Fransa’dan getirttiği Beatles’ın Revolver plağı ile gelen Fuat Güner ve Mazhar Alanson’u birbirine bağlayan asıl şey de bu heyecan yaratan yeni plak ve tabii ki müziğin gücüdür. O akşam yapılan uzun müzik sohbetinin ardından Fuat Güner yeni arkadaşı Mazhar’ı “Hadi biz de bir rock ‘n roll grubu kuralım” kıvamına getirmeyi başarır ve bu muhabbetli gecenin sonunda içinde Türk rock efsanesi -bir diğer Kadıköylü olan- Barış Manço’nun da bulunduğu Kaygısızlar grubu kurulmuş olur! 1971 senesine kadar rock n roll ekseninde Kaygısızlar adıyla müzik yapan grup, Fuat Güner ile Mazhar Alanson’un farklı müzikal arayışlara girmesi ile birlikte olaysız dağılır.

Bitmek bilmeyen “heyecanlı” arayışlar

Müzikal anlamda daha deneysel ve yerel olmayı tercih eden Fuat ve Mazhar 1973 yılında önce duo olarak Türküz Türkü Çağırırız albümünü yayımlar sonra da aralarına Galip Boransu, Özkan Uğur ve Ayhan Sicimoğlu’nu da alarak ikinci grupları İpucu Beşlisi’ni kurarlar. Ancak bu yeni grup yayımladıkları Heyecanlı 45’liğinin yarattığı etkiden çok öteye gidemez ve kısa süre sonra dağılır.

70’lerin sonlarında birlikte ve ayrı ayrı farklı ticari projelerde; albüm kayıtlarında ve turnelerde çalışan Mazhar – Fuat ve Özkan MFÖ olmaya karar verdikleri 1982 senesine kadar kendilerine ve müziğe yatırım yaparlar. Hatta Fuat Güner bu süreçte mühendisliği bırakarak teorik müzik eğitimine başlar; tam 3 sene yemeden içmeden nota ve armonide uzmanlaşır. Ve tüm bu çabaların meyvesi ve en önemlisi de MFÖ’nün ilk albümü olan Ele Güne Karşı Yapayalnız 1984 senesinde yayımlanır. 9/8’lik ritmi ile Türk insanını adeta kalbinden vuran bu şarkı ile bir anda yurt çapında ünlenen MFÖ, takip eden yıllarda Peki Peki Anladık, Vak The Rock ve No Problem gibi hitlerle ünlerine ün katmaya devam eder. 1988 Eurovision Şarkı Yarışması’nda Sufi isimli parça ile ülkemizi temsil eden MFÖ yarışmada 15.lik alsa da grup Türk halkının gönlünde çoktan birincilik kürsüsüne oturmuştur.

Mazeretim var asabiyim ben.

Profesyonel kariyerleri dışında da birbirlerinin en yakın arkadaşları olan Mazhar – Fuat ve Özkan arada atışsalar da müzikal istikrarlarına leke sürmezler. Hatta grubun 1995 yılında yayınladığı rock soundlu Mazeretim Var Asabiyim Ben şarkısı kısa sürede gerçek bir fenomen olur. Bu süreçte reklam filmlerinde ve TV’de epeyce görünür olan grup üyeleri için artık farklı patikalar da ufukta görünmeye başlar.

Grubun şarkı sözü makinası Mazhar Alanson içindeki oyunculuk ateşini daha fazla bastıramayacağını anlayınca 1998 yapımı Her Şey Çok Güzel Olacak ile beyaz perdeye bomba gibi düşer. Bu sırada Fuat Güner ilk solo albümünü yayınlar; on parmağında on marifet Özkan Uğur ise İkinci Bahar dizisindeki Zabıta Seço rolüyle ekranlarda yetenek şovu yapar. Ayrı geçen yıllarda da konserler veren; ara ara ortak çalışmalar yapan MFÖ 2011’de yayınladıkları Ve MFÖ albümden tam 6 sene sonra yepyeni şarkılardan oluşan Kendi Kendine albümü ile hayranlarına şahane bir “Come back” sunarlar.

Mazhar Alanson – Fuat Güner gerginliğine ilişkin haberler ara ara magazini meşgul etse ve hepimizin aklında soru işaretleri oluştursa da her ikisi de azıcık “asabi” olan bu 50 senelik kankalar kötü günlerin üstesinden her zaman omuz omuza gelir.