Bazı Tanışmalar Çok Özel #55: BTS (Bangtan Boys)

Malumumuz o ki K-Pop olarak da anılan Kore usulü pop müzik son 5 senede aldı yürüdü. Özellikle 12 – 22 yaş grubunun bayılarak dinlediği, yaşı azıcık geçkin olanların pek de ciddiye almadığı bu yeni nesil akımın bir temsilcisi var ki böyle devam ederse çok yakında Güney Kore’yi tek başına kalkındıracak!

Tabii ki Güney Kore’den başlayarak tüm dünyayı etkisi altına alan BTS yani Bangtan Boys grubundan bahsediyoruz. İşte 7 kişilik bu kalabalık ve kendine has grubun tanışma ve bir araya gelme yolculukları:

Sadece yetenek yetmez!

Bize göre BTS’nin en ilginç yanlarından biri de tam 7 tane genç adamın, onca rekabete ve fan baskısına rağmen 5 senedir beraberce istikrarlı bir şekilde müzik yapmaya devam edebilmeleri. Yani MTV döneminin boy band’lerinde yaşanan çatışmaları ve ‘Ben solo albüm yapıcam abiii!’ diye çekip gitmeleri bertaraf edecek kadar güçlü bir ekip çalışmasının eseri olan BTS’nin başarısı, bu gözle bakıldığında hiç de tesadüfi durmuyor.

Yaşı 25+ olanlar çok iyi hatırlar, bir zamanlar Türkiye’de de Hepsi isimli 3 kişilik R&B soslu pop müzik yapan bir grup vardı. Birbirinden farklı tarzlara sahip olsalar da hepsi dans kökenli olan bu üç kızımız o dönem müzik piyasasında resmen bomba etkisi yaratmıştı. Ancak ilkokuldan beri arkadaş olan ve kendi içlerindeki tatlı rekabete hırslı annelerini de dahil eden Hepsi kızları, günün sonunda işi duygusallığa dökerek önce kamplaşmış sonra da grubu bir anda dağıtmışlardı. İşte BTS’nin olayı Hepsi örneği ile taban tabana zıt. Çünkü BTS üyeleri, ‘E biz çok iyi arkadaşız. Hadi gelin bu işlere beraber girelim’ mantığından çok uzak bir şekilde işin piri prodüktörler tarafından bir araya getirilmiş çok özel bir ‘harman’

Pub Story olarak genelde spontane tanışmaları ve tesadüflerin gücünü savunsak da böylesi bir ‘bir araya getirilme’ öyküsüne de karşı koymak pek mümkün değil. Şöyle ki:

2013 yılından bu yana BTS’nin albümlerini yayınlayan Big Hit Entertainment isimli plak şirketi 2010 senesinin yaz aylarında Güney Kore’ye ait güçlü bir marka yaratmaya ve deyim yerindeyse bu markayı dünyanın her ülkesine ihraç etmeye karar verir. Şirketin kafasındaki marka, kendi değerleri ve konumlandırması olan bir boy band’dir ve BTS fikri böylece ortaya çıkar. Z kuşağının eğilimlerini; dünyayı domine eden müzik akımlarını ve en yeni trendleri sahiplenmesi planlanan bu yeni markanın ‘yüzleri’ni bulmak ise sürecin en meşakkatli kısmıdır. Böylece şirket, 2010 yılının sonlarında sosyal medya, küçük hacimli plak şirketleri, model ajansları ve muhtelif kaynaklardan yeni yetenekler aramaya koyulur.

Neye niyet, neye kısmet?

Başlangıçta 2 kişilik bir duo grubu olması düşünülen BTS’nin 7 kişilik kalabalık ve çeşitliliklerle dolu bir gruba dönüşmesi ise tamamen tesadüfler sonucu gelişir. Çünkü tam 2 sene süren seçmelerde binlerce yetenekli gençle görüşen prodüksiyon ekibi, BTS’nin kesinleşen ilk üyesi RM (Rap Monster)’den sonra katılacak üyeler konusunda oldukça kararsızdır. Grubun 1994 doğumlu ilk üyesi RM’nin hafif serserivari tarzı ve underground rap camiasını temsil eden hali, seçmeleri gerçekleştiren ekibe inanılmaz şekilde ilham verir ve grubun 2. rapçisi ‘bebek yüzlü’ Suga, RM’nin imajı ile tezat yaratmak için gruba dahil olur.

Böylece 2 kişilik küçük bir grup olarak yola çıkan BTS, Jin, J-Hope, Jimin, V ve Jungkook’un da katılımlarıyla hiç hesapta yokken 7 kişilik dev bir ekibe dönüşüverir! Her biri farklı yeteneklere ve farklı renklere sahip olan bu 7 genç adam, deyim yerindeyse seçmeleri gerçekleştiren ekibi çaresiz bırakır ve hiçbirinin elenmemesini sağlarlar. Böylece bugün dünya çapında 10 milyondan fazla albüm satan ve izlenme rakamları ile YouTube’u sallayan BTS 2013 yılında yola resmen koyulur…

ARMY ve ilk Grammy gecesi

2017 yılında Time dergisinin ‘İnternetin En İlham Verici 25 İnsanı’ listesine de giren BTS’yi diğer gruplardan ayıranlardan biri de çılgın hayran topluluğu ARMY. Kısaca ARMY’den bahsetmek gerekirse, BTS’nin 7 ‘kusursuz’ üyesinin attığı her adımı takip eden; onları rol model hatta kanaat önderi gibi kabul eden ve bu yeni nesil ‘mükemmellik’ algısını kendi yaşantısına da uyarlamaya çalışan bir kitle olduklarını söyleyebiliriz. İşte bu ateşli ve sadık marka elçisi topluluğunun da yardımıyla marka algısını her geçen biraz daha güçlendiren BTS geçtiğimiz günlerde ilk kez Grammy ödüllerinde de boy göstererek artık küresel dünyadaki rüştünü de resmen ispatlamış oldu.

 

Türkçe