Bazı Tanışmalar Çok Özel #51: Gülriz Sururi & Engin Cezzar

Dünyadan bir Gülriz Sururi geçti… İsmi her daim sanatla, akılla; zarafet ve tevazu ile anılan bu çok özel kadının sahip olduğu çok önemli bir meziyet daha vardı: Son nefesine kadar aşkına bağlı kalması.

İşte içinde ‘bu dünyaya ait olamayacak kadar’ sürreel bir romantizmi; inanılmaz bir dostluğu; düşüşleri, hayal kırıklıklarını, acıları ama en önemlisi de kopmaz bir bağı taşıyan Gülriz Sururi ve tek aşkı Engin Cezzar’ın dillere destan ilişkileri ve tanışma hikayeleri…

Her şeyin temeli bir ‘kelebek etkisi’

Gülriz Sururi için sahnede parlamak için doğmuş desek çok da abartmış sayılmayız. Çünkü Gülriz Sururi’nin babası Lütfullah Sururi Bey ilk operetin kurucularından, annesi Suzan Hanım ise Türkiye’nin ilk Müslüman primadonnasıdır. Büyük bir aşkla kaçarak evlenen çift, hem aşkta hem de sanatta daima omuz omuza yürürler. Ancak ne yazık ki bu mutlu aile tablosu çok üzün sürmez. Çünkü Türk operasının parlayan yıldızı Suzan Hanım henüz minik kızı Gülriz 2 yaşındayken hastalanıp hayatını kaybeder. Bugünden sonra babası ve anneannesinin büyüteceği küçük Gülriz, Türk tiyatrosunun dev ismi Muhsin Ertuğrul’un ‘Annesi kadar yetenekliyse getirin tiyatroya alalım’ sözüyle kendisini 1942’de İstanbul Şehir Tiyatrosu Çocuk Bölümü sahnesinde bulur.

Yıllar içinde şan, dans ve opera eğitimleri alan ve Muhsin Ertuğrul ile karşılaşması hayatına geri dönüşsüz bir dokunuş yapan Gülriz Sururi 1955 yılında Muammer Karaca Tiyatrosu’nda profesyonel olarak sanat hayatına başlar. Var gücüyle okuyan, yazan; yüzünü bile hatırlamadığı opera sanatçısı annesini onurlandırmak için gece gündüz prova yapan Sururi için ikinci kırılma noktası da 1960 yılında kadrosuna dahil olduğu Dormen Tiyatrosu olur. Ve bu çatı altında başrolünü oynadığı Sokak Kızı Irma ise Gülriz Sururi için yeni bir kelebek etkisine gebedir…

İkinci Muhsin Ertuğrul dokunuşu

Gülriz Sururi 1960’ların başında İstanbul sahnelerinde fırtına gibi eserken, ortama bomba gibi düşecek bir başka isim de sırasını bekler. Ve tabii ki bu isim, Yale Üniversitesi Drama Okulu ve New York Actors Studio’da eğitim alan ve ABD’de parlak bir kariyere başlamak üzere olan Engin Cezzar’dan başkası değildir! Cebinde kontratı ile sadece kısa bir yaz tatili için İstanbul’a gelen Engin Cezzar, o sıralarda Türkiye ile ilgili uzun vadeli hiçbir şey düşünmez. Ancak elbette kaderin algoritması asla bizim planlarımıza göre çalışmaz!

Opera sanatçısı kuzeni Leyla Gencer ile İstanbul’da sanat ortamlarında salınan Cezzar bir gün kuzeni Gencer’den duyduğu ‘Haydi gel seni Muhsin Hoca ile tanıştırayım’ sözüne karşı koyamaz. Sonuçta kim ülkesinin en büyük sahne duayeni ile tanışmak istemez ki?

Muhsin Ertuğrul’la tanışır tanışmaz bu büyük ustadan yeni sahnelenecek Hamlet için teklif alan Engin Cezzar, her nedense bu teklife düşünmeden evet der ve ABD defterini de bir anda kapatıverir. Ve Gülriz Sururi ABD’den gelen bu yakışıklı Hamlet’i ilk kez sahnede görür. Tıpkı onun da kendisini Irma olarak sahnede gördüğü gibi… Ancak ikili İstiklal Caddesi’nde yaşadıkları sıcak ve tesadüfi bir karşılaşmaya kadar birbirleri ile tek kelime etmezler. Ta ki birbirine uzaktan uzağa hayran bu iki genç sanatçı Beyoğlu’nda salaş bir meyhanede bir araya gelene kadar…

Sokak Kızı İrma ile Hamlet, sonsuza kadar…

Bu naif buluşmadan çok kısa sonra doludizgin bir aşka başlayan ve aynı yıl içinde evlenen Gülriz Sururi ile Engin Cezzar’ın evliliği o günlerde basında “Sokak Kızı İrma ile Prens Hamlet’in evliliği” manşeti ile duyurulur. Ve bu çiftin öyle bir enerjisi vardır ki Cezzar’lar için şimdilerde Amerikalıların ‘power couple’ lafını kullanmak hiç de fazla olmaz.

Güçlerini birleştirip kendi tiyatrolarını kuran, burada 1990 senesine dek onlarca oyun çıkaran Gülriz Sururi ve Engin Cezzar tüm bu peri masalının içinde kapkaranlık günler de yaşar. Çünkü kadınlar tarafından fazlaca ilgi gören yetenekli Engin Cezzar, Gülriz’ini aldatır. Bu aldatma sonucunda evliliklerine birkaç sene ara veren çift ayrılığa daha fazla dayanamayıp 1999 senesinde yeniden evlenirler. Çünkü çiftin arasında ne yaşanırsa yaşansın, aşkın; romantizmin ve tutkunun bile ötesinde kopmaz bir bağ vardır.

İşte bu şiarla, birlikte tam 56 yıl geçiren çift Engin Cezzar’ın artık engelli olduğu son 5 yılında bile bir saniye bile ayrılmazlar. 28 Ocak 2017’de bu dünyadan ayrılan Engin Cezzar’ın ardından, neredeyse 2 sene sonra 31 Aralık 2018 tarihinde aramızdan ayrılan Gülriz Sururi geride en az kendisi kadar zarif bir vasiyet bırakarak Engin Cezzar’ın toprağına kavuşur…

https://www.youtube.com/watch?v=UXn0J7xekBM

Türkçe