Bazı Tanışmalar Çok Özel #38: Jane Birkin & Serge Gainsbourg

Her şeyin en yükseklerde yaşandığı, tutkudan gözlerin kör olduğu ve hep uçlarda yaşanan aşk hikayelerini dinlemeyi kim sevmez ki? Birbirine hiç benzemeyen iki insan bir gün beklenmedik şekilde bir araya gelir ve bundan sonrası artık hep bir heyecan fırtınasıdır!

Fransa’nın gelmiş geçmiş en önemli popüler kültür figürleri arasında yer alan ve kendisini daima ”provakatör” diye tanımlayan müzisyen Serge Gainsbourg’un yaşam çizgisini değiştiren bu tanışmanın yarattığı dalgalar, yıllar sonraya bile sirayet edecek kadar güçlü ve derin…

Fransa’nın en ”arıza” adamı: Serge

Polonya asıllı bir Fransız vatandaşı olan Serge Gainsbourg, kendini bildiğinden beri resim, şiir ve müzikle uğraşan ve toplumda ”normal” olarak kabul edilen tüm ezberleri sarsmaktan keyif alan asi bir ruhtur. İçinde yaşadığı sistemi eleştiren, sürekli bir alkol ve sigara bulutunun içinde yaşayan ve bundan büyük bir keyif alan Gainsbourg’un müzikle ilk teması ise savaş sonrası göç ettiği Paris’te kafelerde piyano çalarak başlar. Bu dönemde okuduğu Boris Vian’ın tavrından çok etkilenerek şarkı sözü yazmaya başlayan Gainsbourg için müzik her daim deneysel bir alan olarak kalır.

Bir süre underground takıldıktan sonra 1965 yılında Eurovision’da Fransa’yı temsil etmesi ile para ve şöhret artık Serge Gainsbourg’un olur. Ancak Serge bu dönemde yalnızca müzik ve sinema ile değil, birlikte olduğu ikonik kadınlarla da anılır. Cool ve özgüvenli tavrından asla taviz vermeyen Serge, o yıllarda Fransız sinemasının tanrıçası Brigitte Bardot’a sırılsıklam aşıktır. Bu güzel kadın için Initials B.B ve Je t’aime…moi non plus şarkılarını yazan Serge yine de Brigitte Bardot tarafından reddedilmekten kurtulamaz.

Etkinlikler Burada!

İlk görüşte aşk mı? Kesinlikle hayır!

İşte bu yıllarda aşk, tutku ve alkol bağımlığı üçgeninde sürüklenen Serge bir yandan da üretmekten geri durmaz. Takvimler 1967’yi gösterdiğinde ise Fransa’da siyasi iklim artık iyice sertleşir ve sokaklar bir anda savaş alanına döner. Bu kaotik ortamın da etkisiyle Fransız bohemlerinden yükselen sesler de yükselir ve o yıllarda çok daha provakatif eserler ortaya çıkar. İşte Serge Gainsbourg’u ”ömürlük ilham perisi” Jane Birkin’le karşılaştıracak eserlerden biri de birlikte rol alacakları Slogan filmidir.

İlk kez film ekibinin toplandığı bir yemek davetinde karşılaşan ikili öyle bir anda birbirlerine çarpılmaz. Hatta tanıştıklarından sadece 21 yaşında olan Jane Birkin, kendisinden tam 18 yaş büyük olan bu asi adamın ilk karşılaştıklarından kendisinden nefret ettiğini düşünür. Böylece, girdiği her ortamda bakışları üstüne çekecek kadar güzel ve çekici bir kadın olan Jane Birkin, kendisiyle göz teması bile kurmaya tenezzül etmeyen bu enteresan adamı iyiden iyiye merak etmeye başlar. Gece boyunca pek diyalog kurmayan ikili yemek davetinden sonra alkolün de etkisiyle pek de erotik olmayan bir yakınlaşma içine girerler. Çünkü davetten ayrılan ikili önce Serge’nin sürekli gittiği bir Rus tavernası olan Rasputin’s isimli mekana giderler. Burada Rus kemancıların çaldığı müzikler eşliğinde sokaklarda dans ederler. Tabii işin içinde Serge olunca gece öyle kolay kolay sonlanmaz! O gece Rasputin’s’ten sonraki durak drag queenlerin sahne aldığı Madame Arthur’s olur. Müthiş bir sarhoşluk ve çılgınlık içinde geçen gecenin ardından ikili Serge’nin Hilton’daki odasına giderler. Ancak Serge o kadar sarhoştur ki odaya girer girmez yatakta sızıp kalır. Bunun üzerine Jane koşarak o gece birlikte dans ettikleri şarkının plağını bulur ve güç bela bulduğu bu plağı Serge’nin bacaklarının arasına sıkıştırıp oteline döner.

Sonsuza dek ”ilham perisi”

O tuhaf ilk gecenin sabahında ayılan Serge Gainsbourg, Jane Birkin’in yalnızca güzel bir kadın değil, aynı zamanda ilham veren bir ruh olduğunun farkına varır ve onu aramaya karar verir. İşte bu telefon Serge Gainsbourg ve Jane Birkin’in hayatlarının sonuna dek birbirlerinden beslenmelerine sebep olacak bir ilişkinin başlamasına sebep olur.

Her daim fırtınalı; kıskançlığın hakim olduğu; kaybetme korkusu ve tutkuyla yoğrulmuş bu aşk yalnızca 10 sene sürer. Çünkü Jane Birkin ne sebeple aşık olduğunu asla kestiremediği Serge’nin alkol bağımlılığından ve öfke sorunundan çok yorulur. İkili birlikte yaptıkları onlarca şarkı, birçok film ve kızları Charlotte’un ardından yollarını ayırır. Birbirinin sevgilisi olmaktan vazgeçseler de birbirlerinin en yakını olmaktan hiçbir zaman vazgeçmeyen Serge Gainsbourg ve Jane Birkin bugün hala birbirinden ayrı anılmayan tek bir figür gibi hatırlanır.

 

Etkinlikler Burada!

Türkçe