Bazı Tanışmalar Çok Özel #34: Marilyn Monroe & John F. Kennedy

Hep söylediğimiz gibi ‘’tanışma’’ kelimesinde sanki sihirli bir taraf var. Çünkü bir insanın hayatını bir daha asla eskisi gibi olmayacak düzeyde değiştirebilen nadir şeylerden biri bu ‘‘tanışma’’lar…

Amerika Birleşik Devletleri’nin en ikonik iki figürünün bir araya gelip birbirlerinin hayatlarına resmen damga vurması da işte böyle bir etkiye sahip. Tabii ki gelmiş geçmiş en çekici sarışın Marilyn Monroe ve Amerika’nın en sevilen başkanlarından John F. Kennedy’nin 60 küsür yıldır konuşulan tanışmasından bahsediyoruz!

‘’Şefkat’’ ile ‘’Aşk’’ı Karıştıran Küçük Bir Kız: Norma Jeane

Marilyn Monroe deyince akla hep The Seven Year Itch o beyaz uçuşan elbiseli o seksi kadın figürü gelse de gelmiş geçmiş en güzel Hollywood yıldızlarından Marilyn’in hikayesi aslında çok daha dokunaklıdır. Asıl adı Norma Jeane Baker olan yıldız, 1 Haziran 1926’da Kaliforniya’da dünyaya gelir. Çocukluğunu zorlu koşullar altında yetimhanede geçiren genç Norma Jeane, belki bu durumun da etkisiyle daha 16’sındayken tüccar Jimmy Dougherty ile evlenir. Eşi Jim’e ‘’daddy’’ şeklinde hitap eden Norma Jeane, ilişkisinde bir eşin sevgisinden çok baba şefkati arar.

Çok kısa süren ilk evliliği bittiğinde Norma Jeane için şöhret hayalleri de başlar. İlk önce düşük bütçeli dergilere poz veren ve sürekli film seçmelerine giden Norma, ismini 20 yaşındayken Marilyn Monroe olarak değiştirir. The Shocking Miss Pilgrim filminde figüran olarak birkaç sahnede görünen Marilyn, artık resmen Hollywood dünyasına ayak basmıştır. Fakat genç Marilyn hem şöhreti yakalamak için çalışıyor hem de içindeki o bastıramadığı sevilme ve korunma arzusuna engel olamıyordu. Bu yüzden de 1954 yılında ikinci eşi olan Joe DiMaggio ile evlendi. Ancak eşi DiMaggio Marilyn’i ölesiye kıskanır ve onun Hollywood’da çalışmasına şiddetli karşı çıkar. Hatta daima sevgi ve şefkat için yanıp tutuşan Marilyn, bu dönemde eşinden şiddet görür ve antidepresanlarla tanışması da tam bu zamana rastlar.

Etkinlikler Burada!

‘‘Hayranlık’’la Gelen Bir Evlilik

1960 yılına gelindiğinde Marilyn Monroe artık tam anlamıyla bir yıldızdır. Ardı sıra gelen Gentlemen Prefer Blondes, The Seven Year Itch ve Someone Like It Hot gibi filmlerle ününe ün katsa da Marilyn’in psikolojisi hiç iyiye gitmez. Yavaş yavaş ilaç bağımlısı olan ve kendini günlerce evine kapatması ile tanınan Monroe için sanki tek ilaç ‘’aşk’’tır. Bu yüzden de Monroe üçüncü evliliğini yazar Arthur Miller ile yapar. 1956 – 1962 yılları arasında tam 6 yıl süren bu evlilikte eşi Miller’a ayak uydurmak için Marilyn Monroe figüründen mümkün olduğunca uzaklaşan aktris için bu durum bulunmaz bir nimet olsa da evliliğin bitişi ne yazık ki kaçınılmazdır. Arthur Miller ile boşanmasını tamamen şöhretin lanetine ve kendi yetersizliğine bağlayan Marilyn Monroe bugünden sonra artık ne yapsa da ruhsal olarak çöktüğünü saklamayı başaramaz.

Öldüren Bir ”Tutku”

Arthur Miller’la evliliği bittiğinde kendini günlerce eve kapatan ve hayatta kalmak için gerçek bir mücadele veren Marilyn için bundan sonrası hiç de kolay olmaz. Çünkü Marilyn Monroe üzerindeki şöhret baskısı ve yerine getirmesi gereken sorumluluklarla başa çıkmak zorundadır. Ve tabii ki bu noktada yapılabilecek tek şey yüzünü yıkayıp rujunu tazelemek ve kalabalıklar arasında bir yıldız gibi parlamaktır.

İşte tam da bu günlerde dönemin Amerikan başkanın John F. Kennedy’nin kardeşi Bob Kennedy ile tanışıp arkadaş olan Monroe, Bob Kennedy vasıtasıyla başkan John F. Kennedy’e takdim edilir. New York’taki bir partide ilk kez bir araya gelen başkan ile Marilyn’in arasındaki flörtöz yakınlaşma görülmeyecek gibi değildir. Ancak sosyal konumları yüzünden o gece alenen flört edemeyen ikili bir şekilde bir araya gelir ve o hafta sonunu Palm Springs’de gözlerden uzak bir otelde geçirirler. Tabii ki bunlar olurken dedikodular da tüm hızıyla yayılır ve olay başkanın eşi Jackie Kennedy’e kadar gider. Eşinin çapkınlıklarından bıkan Jackie Kennedy, başkanı eğer ilişkisini bitirmezse bir sonraki başkanlık kampanyasını berbat etmekle tehdit eder. Böylesine ciddi bir yaptırıma karşı koyamayan başkan John F. Kennedy için Marilyn Monroe defterini kapatmanın zamanı çoktan gelmiştir.

…ve Son Perde

Başkan John F. Kennedy’e ‘’Jack’’ takma adıyla seslenen ve aşkından yanıp tutuşan Monroe, bir kez daha terk edilmenin acısına baş etmekte zorlansa da aşkından vazgeçmez. Başkana ulaşmak için her yolu deneyen, yüzlerce kez arayan; mektuplar yazan ve hatta Beyaz Saray’a yakın arkadaşları ile mesajlar gönderen Marilyn ne yazık ki bir sonuç alamaz. Aylarca süren bir depresyon yaşayan ve birkaç kez ilaç zehirlenmesinden komalık olan Marilyn için vakit artık aşkına veda etme vaktidir.

Başkan John F. Kennedy’nin 44.  yaş günü olan 19 Mayıs 1962 günü, o sırada oynadığı filmin setini bırakıp partiye katılan Marilyn Monroe partide o meşhur ‘’Happy Birthday Mr President’’ şarkısını söyler ve bu şarkı tam manasıyla bir vedadır. O geceden birkaç ay sonra 4 Ağustos günü evinde ölü bulunan Marilyn Monroe, tüm hayatını aşkı, sevgiyi ve güveni arayan tanışmaların etrafında geçirdikten sonra henüz 36 yaşındayken bu dünyayı terk eder.

Etkinlikler Burada!

Türkçe