Bazı Tanışmalar Çok Özel #29: Michael Jackson & Lisa Marie Presley
Bir jenerasyonu “ölüm” olgusunun varlığına inandıran bir olay varsa, o da kesinlikle yakın tarihin en büyük pop yıldızı Michael Jackson’ın 2009 yılının Haziran ayında ansızın bu dünyayı terk edişidir.
Efsaneler efsanesi MJ’in gidişinin üzerinden tam 9 koca sene geçmişken, serinin bu yazısında bu büyük yıldızın hayatı boyunca deliler gibi kıskandığı ve kaybetmekten ölesiye korktuğu aşkı Lisa Marie Presley ile tanışma hikayesine dalıyoruz!
Yıldız olmak mühim mesele…
1958 yılında Indiana’da 9 çocuklu bir ailenin 7. çocuğu olarak dünyaya gelen Michael “Joseph” Jackson, fabrika işçisi olan babasının müzik tutkusu sayesinde doğduğu günden itibaren blues ve caz notaları ile yoğrulur. Afro – Amerikan genlerin de etkisiyle tüm aile fertlerinin mutlaka bir enstruman çaldığı; şarkılar söylediği ve şahane dans ettiği Jackson Ailesi’nin neredeyse her günü müzikle iç içe geçer.
Diğer kardeşlerine göre her zaman çok daha çekingen ve içine kapanık olan Michael Jackson’ın müzik dünyasına atılması ise henüz 6 yaşındayken, babası tarafından kurulan The Jacksons 5” grubu ile olur. O güne kadar büyük oğulları Jackie, Jermaine ve Tito ile blues kulüplerinde çalan baba Joseph, kurduğu yeni grupla çocuklarının hayatlarını müzik yaparak kazanmalarını hedefler. Bir bakıma menajerlik görevine de soyunan baba Jackson aslında fark etmeden 6 yaşındaki küçük oğlu Michael’ın çocukluğunu da elinden alır. Çocukluğunu tam manasıyla yaşayamadan kendini sahnelerde bulan minik MJ, kendini büyük bir rekabetin ve başarı baskısının ortasında bulur. Ardı sıra gelen yarışmalar ve plak anlaşmaları derken, The Jacksons 5’i solo performansları ile taşıyan Michael’in omuzlarındaki yük git gide artar. Ve MJ 18 yaşına bile gelmeden dünya turnelerine çıkan, adına çizgi filmler yapılan ve tüm konserleri kapalı gişe olan bir grubun lokomotifi oluverir.
“Kralın kızı” utangaç prense aşık olursa…
90’lı yıllarda “Popun Kralı” unvanını alacak olan taze yıldız, çok sonraları “hayatımın aşkı” diye tanımlayacağı Lisa Marie Presley ile tanıştığında henüz 16 yaşındadır. Soyadından anlayacağımız üzere Rock ‘n Roll efsanesi Elvis Presley’in kızı olan Lisa Marie, 1974 senesinde The Jacksons 5’ın bir konserini izlemek için babasının elini tutarak Vegas’ın yolunu tutmuştur. O zamanlar henüz 6 yaşında minicik bir kız çocuğu olan Lisa Marie, babasının da nüfuzu sayesinde hayranlık duyduğu Michael ile tanışır ve ikili o günden sonra iki ayrılmaz dost olurlar.
Çocukluk yıllarında başlayan ve yıllarca istikrarlı şekilde devam eden bu dostluk boyunca Lisa Marie, Michael’den 10 yaş küçük olmasına rağmen onun kırılgan ruhuna her an destek olur. İronik şekilde tüm çocukluğunu spot ışıklarından ve magazincilerden saklanarak geçiren genç Lisa Marie, yeni neslin “kralı”na aşık olmaktan geri duramaz! Ve Lisa Marie için yeni bir “saklambaç” dönemi daha resmen başlar.
Aşk, evlilik ve ötesi.
Milyonlarca insanı kendine hayran bırakacak kadar yetenekli ve üretken olan MJ’in iç dünyası maalesef sahne ışıkları kadar parlak değildir. Kariyerinin zirvesinde olduğu 80’li yılların sonu ve 90’lı yılların başındaki pek çok günü eve kapanıp kendini herkesten soyutlayarak geçiren MJ, böyle günlerde yalnızca Lisa Marie’nin kendisine biraz da olsa yaklaşmasına müsaade eder. Böylece iki utangaç ve ürkek ruhun arkadaşlığı zamanla aşka dönüşür.
Hatta MJ o kadar utangaçtır ki, evlilik teklifini bile telefonda yapar. Teklifi hiç düşünmeden kabul eden Lisa Marie bugünden sonra artık resmen Mrs. Jackson’dur! Toplamda 2 sene evli kaldıktan sonra, MJ’in artan psikolojik sorunları; çocuk sahibi olma takıntısı ve Lisa Marie’yi sürekli eski eşinden kıskanması çiftin evliliğini yavaş yavaş sona doğru sürükler. Ve bu iz bırakan çiftten geriye, MJ’in ilk defa evli bir adam olarak televizyonda göründüğü yayın olarak tarihe geçen MTV Müzik Ödülleri gecesindeki o ateşli öpücük sahnesi kalır…
