Bazı Tanışmalar Çok Özel #27: Melih Kibar & Çiğdem Talu

Bazı tanışmalar, bir mutlu son ya da hazin bir bitişten çok daha fazlasına gebedir. Çünkü bazı tanışmalar bu dünyada başlar; büyür, büyütür ve sürekli şekil değiştirerek yıldız tozlarını sonsuza dek evrene savurur. İşte Türk pop müziğinin muhteşem ikilisi Melih Kibar ve Çiğdem Talu’nun sonsuzluğa uzanan öyküsü, insanı dünya üzerinde yaşayan iki eş ruhun birbirini bulabilme ihtimaline inandırır.

“Bir bahar akşamı rastladım size”

Çocukluğundan beri müziğe aşkla bağlı olan Melih Kibar üniversitede konservatuar yerine Boğaziçi Üniversitesi’nde kimya mühendisliği okumayı tercih eden bir gençtir. Ancak akademik tercihleri genç Melih’in müzik aşkının önüne hiçbir zaman geçmez. Çünkü piyanosundan ve özellikle gece yarısından sonra zihnine üşüşen melodilerden asla vazgeçmeyen Melih Kibar, üniversiteden mezun olmaya hazırlandığı 1975 senesinde müzik hocası Timur Selçuk’un da ön ayak olmasıyla Türkiye’nin Eurovizyon macerası için çok önemli bir besteye imza atacaktır. TRT’de yayınlanacak Eurovizyon Şarkı Yarışması’nın sinyal müziği olacak “Çoban Yıldızı”nı besteleyen Melih Kibar, bu günden sonra müzik camiasına sağlam bir giriş yapar ve “genç bestekar” olarak anılmaya başlar. Geleneksel Türk müziği ile batı müziğinin eşsiz bir harmanı olan “Çoban Yıldızı” tüm memlekette dinlenirken, o plağı durmadan dinleyen biri daha vardır. Bu kişi, edebiyatçı bir ailede doğmasına karşın şiire hiç ilgi duymayan ve 34 yaşından sonra bir arkadaşının cesaretlendirmesi ile ilk şarkı sözünü yazan Çiğdem Talu’dan başkası değildir.

Çok sevdiği bu parçanın bestecisi ile tanışmayı çok isteyen Talu, yakın dostu Timur Selçuk aracılığıyla Bebek sırtlarında oturduğu köşkte verdiği davete Melih Kibar’ı da çağırır. Takvimler 1975 yılının Mayıs ayını gösterirken, serin bir bahar gecesinde ikili ilk defa bir araya gelir. Melih Kibar Çiğdem Talu’ya olan hissinin asla ilk görüşte aşk olmadığını her fırsatta dile getirir. Çünkü onun Talu’ya hissettiği şey, bir erkeğin bir kadına duyacağı romantik yakınlıktan çok daha fazlasıdır. Melih Kibar, kendisinden 12 yaş büyük bu aristokrat kadına düpedüz hayrandır! Ve Türk müziğine bomba gibi düşen 24 yaşındaki Melih Kibar gece boyunca, İngilizce öğretmenliği yapan bu güzel ve asil kadınla neden bu kadar geç tanıştığına hayıflanıp durur.

“İşte öyle bir şey…”

Daha tanıştıkları ilk dakikada kafalarının ve ruhlarının tamamen aynı frekansta olduğunu anlayan Melih Kibar ve Çiğdem Talu, o günden sonra hiç ayrılmazlar. Ruhları ve kalpleri o kadar birdir ki, sanki Çiğdem Talu Melih Kibar’ın yazdığı notaları aynen harf olarak deşifre eder. Hatta Melih Kibar neden ve hangi hisle bestelediğini bile hatırlamadığı “İşte Öyle Bir Şey” için Çiğdem Talu tarafından yazılan sözleri ilk gördüğünde, “Elim birazcık kalem tutuyor olsaydı kesinlikle bu melodi için aynı sözleri yazardım” der.

Ancak ikili birbirlerini çok sevse de aralarındaki 12 yaş fark olması onları hep huzursuz edecektir. Çıkacak söylentilerden, Çiğdem Talu’nun saray kökenli ailesinin alacağı tepkilerden ve aralarındaki ilişkinin müzikal birlikteliklerine zarar verme ihtimalinden hep korkan çift bu yüzden ilişkilerini hep saklı gizli yaşarlar. Melih Kibar’ın master için Londra’ya gitmesi efsane çiftin bir süre ayrı düşmesine neden olsa da, kendilerini hiç tanımayan insanların arasında rahatça el ele gezen ve “aşkı aşk gibi yaşayan” Çiğdem Talu ve Melih Kibar için ayrılık aşkı körükleyen bir rüzgardan başka bir şey değildir. İkili arasındaki o inanılmaz sinerjiyi özetleyen en acayip anektod ise Melih Kibar’ın İngiltere’de maruz kaldığı şiddetli bir fırtınadan duyduğu korku ile bestelediği eserin, şarkının ne koşullarda bestelendiğini hiç bilmeyen Çiğdem Talu tarafından “İçimdeki Fırtına” olarak güfteleştirmesidir.

“Olmayacak düşler”in peşinde

Biraz ürkek de olsa aşklarını yaşamaya devam eden çift Türk pop müziğine damga vurmaya devam ederken Çiğdem Talu sevgilisi ile kutladığı doğum gününün akşamında içimize işleyen “o” şarkıyı yazar:

“Her şey seninle güzel / Yolda yürümek bile / Olmayacak düşlerin peşinde koşmak bile”

Genç sevgilisiyle bir istikbal görememesine mi yoksa birlikte kurdukları hayallere atıf mıdır bilinmez ama Çiğdem Talu’nun kaleminden çıkan bu şarkı eskimeyecek klasikler arasına girer. Ve maalesef nihayetinde Melih Kibar’la Çiğdem Talu’nun ilişkileri, toplumsal baskılara dayanamaz ve 2 sene sonra biter. Aralarındaki aşk ilişkisi bitmesine rağmen et ve tırnak gibi olmaya devam eden ikili birlikte üretmeye ve birbirlerinin en iyi dostu olmaya devam ederler. Hatta birkaç sene sonra Melih Kibar eşi Ethel hanımla evlendiğinde Çiğdem Talu isyan etmez ama yakın dostları onun Melih’e olan aşkının aslında hiç bitmediğini söyler.

Sessiz veda

Yüzü hep gülse de, Melih’ten dostluğunu ve benzersiz şiirlerini hiç esirgemese de Çiğdem Talu’nun içinde aslında derin bir hüzün gizlidir. Belki de bu gizli hüzündendir bilinmez Talu, kendisine meme kanseri teşhisi konulduğunda henüz 42 yaşındadır ve tedavi için bir zamanlar biricik aşkı Melih Kibar ile el ele dolaştıkları Londra’nın yolunu tutar. Hastalığı Çiğdem Talu’ya bir an bile konduramayan Melih Kibar ise, kendi deyimiyle “zayıflık” göstererek Çiğdem’in hastalığını kabullenmez, durumunun ciddiyetini inkar eder ve onu görmek için Londra’ya gitmez.

Bu durumu kafaya takmıyor gibi görünse de Çiğdem Talu’nun Melih Kibar’a olan sitemi Koca Çınar şarkısının satırlarında gizlidir:

Serde delikanlılık, gençlik var koca çınar / sevda var / sen sevdanı çiğneyip geçer misin? / öte yanda gurur var ölesiye gurur var / seni unutanları sen olsan sever misin?

Ve aşkını olduğu kadar acısını da yazdığı sözlere saklayan bu çok özel kadın, 1983 yılının serin bir bahar akşamında bu dünyaya veda eder. Zayıflığı yüzünden ruh eşine layıkıyla veda edemeyen Melih Kibar, vicdan azabı ve hasretin de verdiği hisle müzikal anlamda uzun süren sessiz bir döneme girer. Usta bestecinin ölümünden 5 sene önce bestelediği “Sessiz Veda” isimli eser ise belki de bu duyguların çaresiz bir dışa vurumudur.

2005 senesinde cilt kanserinden hayatını kaybeden Melih Kibar ve Çiğdem Talu’nun yaşadığı şeyin adı ne olursa olsun, ikilinin 8 yıllık hayat ortaklığından geriye 250’den fazla şarkı ve asla ölmeyecek bir hikaye kalır.

Türkçe