Bazı tanışmalar çok özel #21: Ellen DeGeneres & Portia de Rossi

Aşkı doyasıya yaşamak ve deyim yerindeyse “aşkın hakkını vermek” her zaman cesaret işidir. Ama kabul edelim bazı aşklar “biraz” daha fazla cesarete ihtiyaç duyar!

İşte popüler kültürün en ünlü ve en eski eşcinsel çiftlerinden Ellen DeGeneres ve Portia de Rossi’nin 13 senelik beraberliği de tüm aşklar gibi pek çok şeye kafa tutup bir de üstüne toplumsal tabulara göğüs germiş bir ilişki. Resmi olarak da evli olan bu çiftin rüştünü çoktan ispatlamış ilişkisi bakalım nasıl başlamış?

Hem cesur hem başarılı: Ellen DeGeneres

Ellen DeGeneres yıllardır Amerika’nın en başarılı ve en çok kazanan talk show’cularından biri olma unvanını itinayla koruyor. Üstelik erkeklerin tekelinde olan ve bu yüzden sıklıkla eleştirilen Amerikan televizyon dünyası erkeklerin yapımcılar tarafından sürekli kayırıldığı bir nevi “kurtlar sofrası” iken Ellen’ın bir kadın komedyen olarak bu dünyada başardıklarını azımsamanın imkanı yok. Ancak bu ünlü talk show ustasının tek başarısı elbette onlarca yıldır kemik izleyici kitlesini ekranlara kilitlemesi veya erkek meslektaşlarına nal toplatması değil. Çünkü Ellen DeGeneres, özel hayatında da tıpkı ekran önündeki kadar cesur ve kararlı bir kadın.

1958 yılında Lousiana’da dünyaya gelen Ellen, henüz çok küçük yaşlarda cinsel kimliğini zihninde oturtmuş ve bu durumu içselleştirmiş mutlu bir çocuktur. Her zaman konuşmayı çok seven biri olan Ellen, üniversitede iletişim eğitimi alırken bir yandan da çalışır. Hosteslik, barmenlik, garsonluk ve tezgahtarlık gibi sayısız farklı iş deneyimi edinen Ellen için bu işler sadece bir para kazanma aracı değil aynı zamanda bir “gözlem laboratuarı”dır! Bütün gün insanların tuhaf, abartılı ve benzersiz tepkilerini gözlemleyen ve bundan deliler gibi keyif alan Ellen da her komedyen gibi adeta sokaktaki insanları çaktırmadan seyrederken kendinden geçer. Cebinde biriktirdiği hikayeleri birileriyle paylaşmak isteyen Ellen bu noktada 1980’lerin başında New Orleans’taki Clyde’s Comedy Club’da tek kişilik gösteriler yapar. Bu mekanda adeta “parlayan” Ellen’ın televizyon kariyeri de işte böylece başlar.

Amerika’nın dört bir yanını dolaştığı ve yolda memleketin en komik insanını aradığı “Funniest Person in America” programıyla dikkatleri üstüne çeken DeGeneres bu tarihten sonra bazı sitcom’larda rol almaktan tutun da gece talk show’ları sunmaya kadar uzanan pek çok farklı şekilde ekranlarda arz-ı endam eder. Şöhret basamaklarını hızla tırmanan bu çekici ve komik kadın esas bombasını ise 1997 yılında patlatır: Çünkü Ellen bu sene katıldığı Oprah Winfray’in şovunda lezbiyen olduğunu canlı yayında açıklayacaktır!

Tüm önyargılara karşı tek başına

Bugünlerde bile televizyona çıkıp eşcinsel olduğunu açıklamak yeterince cesaret isterken, 1997 senesinde bunu yapmak pek çokları için “delilik” ten farksızdır. İşte bu “deliliği” biraz daha ileri taşımak isteyen Ellen, aynı sene Time dergisine “Yeap, I’m Gay!” başlığıyla kapak olur ve iç dünyasına dair ne varsa döktüğü şahane bir röportaj verir. Kendi deyimiyle dergi olayından sonra Amerikan basınının ve şov dünyasının yarısı ondan koşarak kaçsa da, diğer yarısı için Ellen gerçek bir kahraman gibi muamele görür. Ve bu tarihten sonra Ellen DeGeneres Emmy Ödülleri, Grammy Ödülleri de dahil pek çok dünyaca ünlü gecenin sunuculuğunu başarıyla kotarır; dev bütçeli reklam filmlerinde oynar ve artık Ellen’ın kariyeri cinsel kimliğini açıklamasından sonra tavır alan kesime rağmen artık resmen şaha kalkmıştır.

“Kalbe saplanan bir ok gibi”

Tarihler 2004 senesini gösterirken; yani Ellen DeGeneres parlak kariyerinin tadını çıkarırken aynı şekilde kitleleri kendine hayran bırakan bir güzel kadın daha vardır: Portia de Rossi. Ally Mc Beal dizisiyle bir anda dünya çapında ünlenen İtalyan asıllı oyuncu, güzelliği ve cazibesiyle kısa zamanda magazin basınının peşinden koştuğu bir figür haline gelir. Lezbiyen olduğunu hiçbir zaman deklare etmeyen ve cinsel kimliğinin kariyerini bitirmesinden endişe eden Portia da Amerika’daki tüm eşcinsel kadınlar gibi Ellen’a hayrandır. Ve kader bu ikiliyi bir ödül töreninde karşı karşıya getirdiğinde, her ikisinin de uzun süredir devam eden bir ilişkisi vardır!

Birbirlerini gördükleri anda hissettikleri çekime kapılan Ellen ve Portia daha o an “Bizim birlikte olmamız lazım” diyerek mevcut ilişkilerini bitirmeleri gerektiklerini anlar. Hatta Portia karşılaştıkları anı şu sözlerle anlatır: “Kesinlikle ilk görüşte aşktı. Onu arkadan gördüm ve yüzünü bana döndüğü anda kalbime bir ok saplandı. Daha o anda Ellen’ın doğru insan olduğunu anlamıştım”

Vakit kaybetmeden ilişkilerini sonlandıran ve birbirlerinin hayatına dahil olan Ellen ve Portia, Los Angeles’ta gözlerden uzak olduklarını düşündükleri bir muhitte birlikte yaşamaya başlarlar. Her ne kadar mütevazı bir yaşam sürseler de ikisi de bu kadar ünlü bir de üzerine eşcinsel kadınlar olunca paparazzilerle yaşamak çiçeği burnunda çift için kaçınılmaz hale gelir.

2008’den sonra…

Birlikte oldukları 3 yıl boyunca birbirlerine aşkla bakan ve göz önünde olmanın tüm zorluklarına katlanan Ellen DeGeneres ve Portia de Rossi, tanışmalarından tam 3 sene sonra hayatlarını değiştirecek bir karar alırlar. 2008 senesinde eşcinsel evlilikleri onaylayan bir yasayı bünyesine katan Kaliforniya eyaleti kanunları sayesinde çift masalsı bir düğünle 2008 yılında resmen evlenirler. Nikahın ardından Portia Lee James DeGeneres adını alan Portia için bu olay sadece bir evlilik değil, aynı zamanda kişiliğini ve hissettiklerini tüm açıklığıyla dünyaya haykırmanın en güzel yoludur.

Hali hazırda dünyanın en önemli hayvan hakları kuruluşlarından olan PETA ve birçok LGBTİ örgütü için çalışan Ellen DeGeneres, 2014 yılında Forbes dergisi tarafından “Dünyanın En Güçlü 100 Kadını” listesinde 46. Sıraya layık görülür. Net serveti 300 milyon dolara yaklaşan DeGeneres bugün dünyanın en etkili ve en zengin insanlarından biri olarak anılsa da, kendisine sorulduğunda hayatta sahip olduğu en değerli şeyin eşi Portia olduğunu her fırsatta dile getirmekten hiç vazgeçmiyor.

Türkçe