Bazı tanışmalar çok özel #2: Prens Harry ve Meghan Markle

Görünen o ki, ön görülemeyen tesadüflere ve sürpriz tanışmalara bayılan sadece biz değiliz! Eğer öyle olmasaydı, 2017’nin son aylarına damgasını vuran ve pek çoklarının aklında “Bu ikisi ne alaka yahu?” sorusunu bırakan Prens Harry ile oyuncu Meghan Markle’ın nişan haberi bu kadar ilgi çekmezdi.

Yakın çevresine göre, ilişkileri söz konusu olduğunda tıpkı annesi gibi kraliyet teamüllerini pek de umursamayan –Lady Di’nin küçük oğlu– Prens Harry, karşılaştığı anda “Onu buldum” dediği Meghan Markle’la nasıl karşılaştı ve bu karşılaşma ikilinin hayatında neleri değiştirdi dersiniz?

Bu masalda peri yok!


Kahramanlardan biri bir prens olunca, hikayenin de haliyle biraz “masalsı” olmasını bekliyorsunuz değil mi? Ancak hikayedeki prens, gelmiş geçmiş en aykırı kraliyet mensubu Lady Di’nin oğlu olunca, böyle bir prensin hayallerinde de hiçbir zaman klasik bir peri kızı olmadı.

İngiliz Kraliyet Ailesi’nin “gelinler” söz konusu olduğunda nasıl muhafazakar ve kuralcı olduğunu bilmeyen yoktur. Sanırız, sırf üzerinde jean pantolonu ile süpermarkete gitti diye kraliçeden azar işiten büyük gelin Kate Middleton’ın başına gelenler bu durumu örneklemek için yeterli.

Özetle bir kraliyet mensubu iseniz organize edilmiş tanışmalar ve kimin ne konuşacağı önceden belirlenmiş buluşmalar ile başlayan bir “proje evliliği” yapmanız kuvvetle muhtemeldir. Ve elbette bu proje ortağınız kraliyetin tüm kriterlerini karşılayan örnek bir İngiliz olmalıdır. Gel gelelim bizim anlatacağımız masalda işler pek de kraliyetin istediği gibi gitmedi. Çünkü asi prenses Diana’nın küçük oğlu Harry, o gün Meghan Markle’ı görür görmez, önünü ardını düşünmeden biz “sıradan insanlar” gibi kendini aşkın kollarına bıraktı.

The Suits dizisindeki performansı ile şöhrete kavuşan bir oyuncu olan Meghan Markle, şöhretli bir isim olduğu yetmiyormuş gibi siyahi ve Yahudi kökenlere sahip bir Amerikalıydı! Elbette bu tip özellikler bizler için güzellik, renklilik ve çeşitlilikten başka bir anlama gelmese de, minnoş (!) kraliçemizin bizimle aynı fikirde olmayacağı gün gibi ortadaydı. Meghan’ın karmaşık etnik kökeni ve magazinsel bir kişilik olması saray ahalisini rahatsız ededursun, İngiliz bulvar gazeteleri Meghan’a biten evliliği üzerinden saldırmaya çoktan başlamıştı bile!

Hikaye buraya kadar “aşkın gözü kördür” kıvamında ilerledi değil mi? Peki bu kimseyi ve hiçbir şeyi umursamayan aşıklar bir Pub Story akşamında tanışmadıklarına göre nerede ve nasıl bir araya geldiler? 🙂

Hollywood yıldızına görücü usulü şoku


Geçtiğimiz Ekim ayında müstakbel eşini kraliçenin huzuruna çıkaran ve hemen ardından da nişanlandıklarını dünyaya ilan edenPrens Harry, yıllar yılı kraliyetin haşarı çocuğu olarak anılan bir parti insanı olduğunu saklamıyor.

Dışarıda fazla vakit geçirmesinden midir bilinmez ne Meghan Markle’dan ne de Megan’ın rol aldığı Suits dizisinden haberdar olmayan Harry, Temmuz 2016’da destek verdiği ve savaş gazilerinin yarıştığı bir spor organizasyonu olan Invictus Games’e katılmak üzere Toronto’ya gidiyor. O tarihlerde baba memleketi Toronto’da bulunan Meghan ise yakın arkadaşı Markus Anderson’un daveti ile organizasyona katılıyor. Ve Markus çok geçmeden ağzındaki baklayı çıkarıyor: “Seni şahane bir adamla tanıştıracağım”

Kendini bir anda bir kör randevunun içinde buluveren Meghan o an arkadaşına sorduğu tek sorunun “İyi biri mi bari?” olduğunu hatırlıyor. Oyunların açılış töreninde başlayan koyu muhabbet kısa süre sonra “Eee peki yarın ne yapıyoruz?” seviyesine geliyor ve çift bir anda Pub Story’de tanışıp Whatsapp grubu kuranlar gibi sıcağı sıcağına yeni randevularını planlamaya başlıyorlar.

“Hiçliğin ortasında” başlayan aşk

Birbirini bulduğunu düşünenlerde rastlanan bir doymama durumu vardır bilirsiniz! (Biz bu duruma epey sık rastlıyoruz. Pub Storyakşamlarında can ciğer kanka olup her gün görüşenler mi ararsınız; hayatımın aşkını Pub Story’de buldum deyip bir anda tüm sosyal medya profillerini kalpli fotoğraflarla donatanlar mı dersiniz…) İşte Harry ve Meghan için de durum bundan pek farklı değil:

İnsan tanıştıkları günün ardından bir kahve içmeye ne bileyim belki şık bir akşam yemeğine gider değil mi? Bu sıra dışı çift, ikinci randevularını Botswana’da kendi deyimleriyle “hiçliğin ortasında” yapıyorlar. Prens Harry’nin doğa ve macera tutkusu malum. Yine bir sosyal proje için Afrika’nın ıssız ve bakir bölgesi Botswana’ya gitmesi gereken Prens, Meghan’a “Benimle gelir misin?” demek için pek de tereddüt etmiyor ve ikili kendilerini vahşi hayvanların ortasında, medeniyetten uzak maceralı bir kamp tatilinde buluveriyorlar!

Prens Harry her ne kadar Meghan’ı görür görmez “Bu o!” demiş olsa da, önümüzdeki Mayıs ayında muhtemelen günlerce konuşulacak bir düğünle prenses olmaya hazırlanan Meghan’a göre, eğer Botswana’ya gitmeseydi her ne kadar ondan çok hoşlanmış olsa da Prens hakkındaki ön yargılarını asla kıramayacaktı.

Ne dersiniz? Sizce de bazen “Benim ne işim var orda ya?” düşüncesiyle gittiğiniz ve sizi birazcık zorlamayan ortamlara girmek, hayatınıza sihirli değnek etkisi yapmıyor mu?

İçinizde minik bir heyecan kıpırtısına sebep olduysak yaklaşın çünkü tam da bahsettiğimiz gibi bir yer biliyoruz! 🙂

Türkçe