Pub Story Ofis Günlükleri #13 ÇOK GÜZEL ŞEYLER İÇİN TOPLANTILAR YAPARKEN FİKİR KAYBETTİK

Ofiste herkes tek bir odada oturuyor. Bu bir toplantı demek. Toplantı tüm gün sürecek; hatta tüm gün sürdü, bu ikinci gün. Dün de toplanmıştık. Bunlar öyle “iş yapıyoruz gibi görünebilir miyiz lütfen” toplantılarından değil. “Pub Story 2019” için önemli fikirler tartışılıyor. Odada konuşmayan tek canlı Lütfiye. Kendisi yuka cinsi bir bitki. Toplantı odaları için tasarlanıp, üretilmiş. Ciddi, mağrur bir duruşu var. Baz olarak kısa bir odun ve odundan çıkan 15 adet yapraktan ibaret kendisi. Işık ve suyla çalışıyor. Fikri sorulmadıkça konuşmuyor. Tam bir ideal toplantı canlısı. Sorulduğunda konuştuğunu varsayan da sadece Dilara var zaten. Kendisi soysal medyacımız olduğu için hem sosyal hem de medyacı. Bu da Dilara’yı konuşkan bir insan yapıyor. Toplantı başlıklarının yazıldığı tahtada da -social- yazıyor zaten. Altında oklar var. Bu oklar toplantıda konuşacağımız diğer konuları işaret ediyor. İşaret edilen konuların çoğu Dilara ve Engin’le alakalı. Engin de Pub Story dili, iletişimi vb. gibi konularla alakalı.

Kapı her açıldığında odaya bir ‘şöyle yapalım’ fikri daha giriyor. ‘Şöyle yapalım’ kendine bir dayanak bulma çabasıyla odanın atmosferinde süzülüyor, turluyor, kişilerin gözlerine bakıyor, oradan akıllarına girecek ve etkili olacak. Varlık amacı bu. Gözden içeri giremezse odada öyle havada asılı kalıyor. Bu bir fikir için çok pis durum. Hava almak için açılan ilk camdan dışarı uçup kendini kurtaramazsa odada buharlaşıp duvardaki sıvaya karışacak. Bir fikrin sıva olması ne acı. Oysa ne güzel hayalleri vardı. Sonunda Pub Story’nin bu yılki belirleyici taraflarından biri olacaktı.

İşte cam açıldı. Kaç fikir. Kurtar kendini. İstanbul semalarında dolaşan milyonlarca toplantı odası firarisi fikirlerle birlikte özgürlüğün tadını çıkar. Sonunda Maslak’ta bir ajansın camından ‘şöyle bir şey olabilir mesela’ diye girersen yırtabilirsin. Dilara odanın bir köşesinde, Engin diğer köşesinde. Şöyle yapalım böyle yapalımlar arasında, ara ara birbirlerine uzun uzun bakıyorlar. -Biz bunları şöyle böyle bi şekilde mutlaka yaparız di mi- bakışları bunlar.

Bora lafa giriyor. Toplantıyı yöneten de o zaten. “3 madde var” dedi. Ahmet Çakar gibi konuya maddeleyerek girmek, çok etkili bir toplantı stratejisi. Üstelik havalı da. Ama Bora sadece iki madde saydı. 3. maddede takıldı. ‘3 neydi ya’ dedi. Strateji bir yana hava bir yana savruldu. Şimdi bunların ikisini bir araya getirmek çok zor. Ahmet Çakar yönteminin en büyük riski de bu zaten. Asla ‘3 neydi ya’ dememen lazım. Belki de 3 az önce camdan kaçıp gitti. Kendine yeni bir kariyer bulmak için karşıya geçiyor.

‘Neydi abi’ diye yineledi Bora. Şimdi buna bir cevap vermek lazım. Üstelik doğru olmalı. Çünkü maddeli bir vakayla karşı karşıyayız.
Tam o madde neyse onu söylemek lazım. Neydi diye sorduğuna göre bu odada konuşuldu. Herkes birbirine bakıyor. Dilara ve Engin zaten standart hala birbirlerine bakıyor. Makul bir zaman içinde 3. maddeyi bulamazsak, demek ki kimse ciddi dinlememiş gibi bir hava oluşacak. Keşke Uğurcan trolleyip -arkadaşlar emniyete gidin deyin ki kimse emniyette değil- dese. O dandik espri bir anda tüm ofisin kafasını bebek beyni gibi yapıyor. Nasıl oluyor bilmiyoruz ama bir anda formatlanıyoruz. Yüzlerde bir gevşeme, huzur, herkesin iq yuka’mız Lütfiye’yle aynı seviyeye iniyor. 3. maddeyi tam o anda bulabiliriz. Uğurcan “hikaye” dedi. -AAaaaAAaaa HİKAYEE- dedi herkes. Uğurcan espri yapmak yerine 3. maddeyi bulmuştu. İsminde hikayenin İngilizcesi geçen bir oluşumun 3. maddeyi hatırlayamaması nasıl yoğun ve yorucu bir toplantı sürecinde olduğumuzun kanıtı. Ama hepsi Pub Story’nin çok şahane yeni özellikleri ve yepyeni tasarımları için yapılıyor; çünkü 2019’da daha da etkili bir oyun ve sosyalleşme deneyimi sunacağız. İlk iki madde mi? Onlar sürprizli kalsın. Biri Pub değil 🙂

Sokaklarda, evlerde, barlarda, ortamlarda merakla havada uçuşan fikirler görürseniz, bizi hatırlayın. Yakında hepsi postlarımızda, storylerde ve uygulamamızda karşınıza çıkmaya başlayacak. Haftaya Ofis Günlükleri’nde yeniden görüşelim. Çok öptüüüük.

Türkçe