7 Nisan’da Dünyanın Sonu Geliyor Deseler 6 Nisan’da Ne Yapardık?

7 Nisan’da dünya sona eriyor.

Yo yo, gerçekten. Tam da bu yüzden CRAWL THE NIGHT FESTIVAL’a katılmalısınız. Üç şehir. Üçer ayrı mekan. Üçer ayrı DJ. EDM, rock, hip-hop ve her şeyden önemlisi, bar crawl. Bar kulaçlama. Buyurun literatüre de terim kazandırdım, rica ederim.

Bar kulaçlama, bir grup arkadaşın bir grup barı bir şekil sırayla ziyaret etmesidir. Bu kadar. Yoğun duygusal iletişimin palazlanıp meyve vermesine müsaade etmesiyle şarkılara konu olan barlar siz aralarında kulaç attığınız zaman değerlerini arttırıyorlar. Her yeni vardığınız bar bir öncekinden miras keyifle daha da büyüleyici bir hâle geliyor. Kalplerin artma hızı arttıkça diğer kalplere değme hızı da eşit oranda ivmeleniyor. Bir noktadan sonra birbirine yeterli hızda çarpan kalpler frekanslarını aşıp hava oluyorlar. Kalbi hava olanlar uçuyor. Uçanlar özgürleşiyor. Yani bar kulaçlayınca ne oluyor sorusunun cevabı bu.

Peki 7 Nisan’da dünya neden sona eriyor?

 

Ondan da söz edeceğim. Ama önce biraz daha PUB STORY CRAWL THE NIGHT FESTIVAL’den söz etmek istiyorum.

Bu etkinlik 6 Nisan’da gerçekleşiyor. Şehirler İzmir, İstanbul ve koca Ankara. Üçer ayrı mekanın da, üçer ayrı DJ’in de, çalınacak müziklerin de detayları muhtelif yerlerde bulunabiliyor. Hep birlikte toplaşılıyor, mekanlararası kulaçlar atılıyor ve az önce söylediğim frekans yükselmesi cümleten yaşanıyor. Kollar birbirine geçmiş vaziyette yani, kalpler bir, varlığımız tek. Güzel bir bar crawl bunu yapar zaten. Burada sorun yok.

İşte ek olarak bir de dünya sona eriyor.

Bakın, kesin bilgi. 7 Nisan sabahı, aşağı yukarı beş, bilemedin altı gibi gökyüzü yarılacak. Yukarıdan ilk önce Jimi Hendrix gelecek. Öteki tarafta yıllarını geçirmiş Hendrix, semirmiş, gitarı hâlâ elinde, bandanası hâlâ alnında. 7 Nisan sabahı Jimi Hendrix ilk önce İstanbul’a inecek, bir ayağı Anadolu yakasında, bir ayağı Avrupa tarafında kendini yere daldıracak. Penasını gömlek cebinden çıkartacak. Çalmaya başlayacak.

Altıyı on geçe gökler bir daha yarılacak. Bu sefer aşağıya Janis Joplin süzülecek, yavaş yavaş, peri tüyü gibi. İzmir’de tam Kordon’un üstüne konacak. Yerden bir anda devasa bir mikrofon peydah olacak, mikrofonun başı tam Janis’in dudaklarının önüne gelecek. Janis tek bir nefeste şarkısını söyleyecek ve bu şarkıyı bütün İzmir ezbere biliyor olacak.

Altı yirmide son kez gökyüzü sarsılacak, ikiye ayrılacak ve aşağıya kayan son yıldız Ankara semalarında aydınlanacak. Elinde bir tutam kağıt, kafasında bir tomar saç, kalbinde yüzlerce kelime ile Jim Morrison önce tek bir adımıyla bütün Atatürk Bulvarı’nı Kuğulu’dan Güvenpark’a yaracak, sonra da dört yol ağzında durup kelimelerin en güzel çıktığı şehre şiirlerini okuyacak.

İşte o gün, sevgili Pub Story okuru, yani dünyanın son gününde sadece bir önceki gece barlar arası kulaçlar atmış olanlar kurtulacak.

O yüzden bence gelseniz hayırlı olur. Dünyanın sonu hepimize hayırlı olsun.

Yiğitcan Erdoğan

Türkçe